Bir Efsane.. Lefter Küçükandonyadis !

Blog'umuzda efsane sporcular ve maçlara da yer veriyoruz. İlk olarak "Michael Jordan ve 1998'de Şampiyonluğu Getiren Atış.." yazımızda efsane basketbolcu Michael Jordan'ın 1998 yılında şampiyonluğu nasıl kazandırdığını yazmıştık.

Bir Efsane.. Başlığı ile Lefter, Metin Oktay, Baba Hakkı ve nicelerinin hayat hikayelerini, başarılarını, adamlıklarını anlatacağımız yazılarımızı okurken umarım sıkılmaz ve sporumuzun nereden nereye geldiği hakkında daha net bilgi ve fikir sahibi olursunuz.

Lefter Fenerbahçe

1925'in Aralık ayında Büyükada'daki Hamam sokakta dünyaya gelen Lefter, Rum kökenli, o dönem Arnavutluk'tan Büyükada'ya göçen bir ailenin ikinci erkek çocuğuydu. Büyüdükçe futbola olan tutkusu da artan Lefter gece yarılarına kadar top peşinde koşuyordu. Birçokları için Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olan Lefter o dönem belki de bu denli efsanevi bir futbolcu olacağını aklının ucundan dahi geçirmiyordu. 

Doğduğu ve büyüdüğü yer olan Büyükada'da futbola başlayan Lefter ilk olarak Taksim Spor Kulübü tarafından keşfedilmiş ve henüz 15 yaşında olmasına rağmen transfer edilmiştir. Yaşının küçük olmasından dolayı yaşı 2 yaş büyütülerek transferi gerçekleştiren Lefter, 2 yıl sonra 1943'te askere gitmiş ve 4 yıl süren askerliğin ardından Fenerbahçe'ye transfer olmuştur. Lefter Küçükandonyadis'in efsaneleşeceği Fenerbahçe'ye transfer hikayesine gelecek olursak...

Lefter Fenerbahçe

1942 yılında Fenerbahçe kalecisi Cihat Arman askere gider. Fenerbahçe'li yönetici Taksimspor'un kapısını çalar ve kalecisini transfer etmek ister. Aldığı cevap şaşırtıcıdır. 

- Ne yapacaksın kaleciyi, ben sana öyle bir golcü çocuk vereceğim ki, Fenerbahçe'nin geleceği olacak.

Fenerbahçe yöneticisi önce bu öneriyi reddeder, bize kaleci lazım der. Taksim Kulübü yöneticisi Nikolidis ısrar eder, Taksim spor dönemin şartlarına göre Fenerbahçe'den daha mütevazı bir kulüp olduğu için, Nikolidis bu genç çocuğun Fenerbahçe'de oynamasını çok istiyordur. Sonunda Fenerbahçe yöneticisi ikna olur. Genç golcü o dönem Ordu Milli Takımında görev almaktadır. Fenerbahçe yöneticisi bu genci izlemek için orduya gider. Misafir edildiği tribünde Beşiktaş'lı yöneticilerin de olduğunu gören Fenerbahçe yöneticisi, öğrenir ki Beşiktaş'ta bu genci izlemeye gelmiştir. Maç başlar ancak övgülerle bahsedilen bu genç çocuk ilk 11'de yoktur. Teknik direktöre haber gönderilir ve bu çocuğu izlemeye geldiler, oynat denir.

Son 25 dakika'da oyuna giren genç 4 gol birden atar. 25 dakikaya 4 gol sığdıran genci görmek için Fenerbahçe yöneticisi hemen aşağıya iner ancak genç çoktan gitmiştir. Hemen bölüğüne gider ve bu genci bulur. Bak yavrum der ben Fenerbahçe adına buradayım, seni transfer etmeyi çok istiyoruz.

Genç başını öne eğer ve cevap veremez.

-Evladım maç bittiğinde de seni bulamadım, şimdi de cevap vermiyorsun. Benden mi kaçıyorsun yoksa?

-Yok efendim, ben biraz utandım. Karşı takımda oynayan herkes benden büyük, bir de kaleci Hüsnü abi Milli takımın kalecisidir, ona 4 gol birden atmaktan utandım. Duramadım maçta.

Yeteneği kadar kalbinin de güzel olduğunu anlayan Fenerbahçeli yönetici, kararını verir. Bu çocuk tam da bizim takımımızda oynayacak futbolcu.

-Evladım, bak Beşiktaşlı yöneticilerde senin peşinde, acaba onlar aklını çeler mi diye düşünüyorum. Fenebahçe'ye gelmeni istiyorum.

-Merak etmeyin efendim, ben Beşiktaş'a gidemem.

-Neden?

-Orada Baba Hakkı var, onun görkeminden, heybetinden benim elim ayağıma dolaşır. Gidemem. Hem, hem ben Fenerbahçe'yi çok severim. Lakin...

-Söyle evladım şartını, ne istersin?

-Ben İstanbul'da bir garip balıkçının oğluyum. Babam çok hasta, ilaçlarını alamıyorum. 200 lira tutuyor diyorlar. Ben Fenerbahçe'ye geleceğime söz verirsem babamın ilaçlarını alır mısınız?

-Bak yavrum, hem şahsım hem de Fenerbahçe adına söz veriyorum, babanın tüm masraflarını biz karşılayacağız. Sen Fenerbahçe'ye gelecek misin?

Babasının tedavi masraflarının karşılanacağını duyan genç çok sevinir, "Elbette, bundan sonra sadece Fenerbahçe için yaşayacağım" der.

Fenerbahçe'ye transfer olan Lefter, 4 sezon Fenerbahçe'de top koşturmuş ve İtalyan devi Fiorentina'nın dikkatini çekmiştir. 1951'de Fiorentina'ya transfer olan Lefter, 1 sezon sonra Fransa'nın Nice takımına transfer olmuş ve ardından çok sevdiği Fenerbahçe'sine geri dönmüştür. 1953-1964 sezonları arasında Fenerbahçe'de top koşturan Lefter Küçükandonyadis, Fenerbahçe kariyeri boyunca 615 maç oynamış ve 423 gol atmıştır. 

Lefter kariyeri boyunca 832 gol atarak bu alanda da bir rekora sahiptir.

Ver Leftere Yaz Deftere

Kendisinin anlattığı çocukluk hikayesinde, "paramız olmadığı için babam bize top alamazdı, paçavralardan yaptığımız topla durmak nedir bilmeden oynardık." der.

Sarı Lacivert renklere öylesine tutkuluydu ki Fiorentina ve Nice'de oynarken bazı maçlarda performansı anormal derecede düşerdi. Bunun nedeni sorulduğunda ise cevabı tarihe geçecek nitelikteydi. " Bazı maçlarda rakip sarı lacivert formalı oluyor, Fenerbahçe zannediyorum, psikolojik olarak oyundan düşüyorum."

Lefter, Fenerbahçe'de oynarken bir dönem aldığı para sadece evinin kirasını karşılıyordu. Bununla ilgili yine bir röportajında gelen soruya, "Fenerbahçe'de oynamak bir şerefti, üzerine birde para mı alacaktık" cevabını vermişti.

Adına besteler yapılmış bu büyük adam 2012 yılının Ocak ayında aramızdan ayrıldı. Taraflı tarafsız herkesi üzdü. Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu...

Tribünler İnledi Binlerce Kere
Ver Lefter'e, Yaz Deftere..
Bitti Kalem, Doldu Defter
Efsaneler Ölmez LEFTER..

Sen rahat uyu güzel adam..